Lamponia


Ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemekle beraber M.Ö 5. yüzyılda kurulduğu tahmin edilmektedir.Lamponia antik kenti, antik Güney Troas bölgesinin en önemli kentleri arasında yer almaktadır. Kaz Dağları' nın batıya doğru uzanan eteklerindeki denizden yüksekliği 565 metre olan Kozlu Dağı'nın zirvesinde yer almaktadır. Denize hakim bir konuma sahip kentin, kuzeyinde Ayvacık, güneyinde Midilli, güneybatısında Behram Köy, doğusundaysa Ahmetçe Köyü bulunmaktadır. Kente en yakın antik kentler batıda Assos doğuda Gargara' dır

Heredotos’a göre M.Ö. 512 yılında, Megabazos yerine kıyı kentlerinin komutanı olan Otanes Byzans, Khalkedon, Antandros’un yanında Lamponia’yı da ele geçirmiştir. Kentin isminin geçtiği tek epigrafik kaynak Attika-Delos vergi listeleridir. Bu listelerde Lamponia’nın M.Ö. 478-477 yılından beri birliğin üyesi olduğunu ve birliğe vergi ödediğini bilmekteyiz. Bu listelerde Hellespontos kentleri içinde gösterilen Lamponia’nın en son M.Ö. 425-424 tarihlerinde vergi ödediği görülmektedir.

Kent ile ilgili herhangi bir yüzey araştırması yada kazı çalışması yapılmamış olması nedeniyle arkeolojik veriler oldukça sınırlıdır. Kente ait en göze çarpan mimari yapı kalıntısı kentin etrafını çevreleyen yüksekliği zamanında yedi metreyi bulduğu sanılan surlara ait bölümlerdir. Polygonal biçimli, yerel andezit ve konglomera taşlardan düzensiz inşa edilmiş, Arkaik döneme tarihlenen savunma duvarları günümüze oldukça tahrip olmuş biçimde ulaşmıştır.

Kentte görülebilen bir diğer mimari yapı iki sarnıçtır.  Sarnıçlar Roma dönemi veya daha geç bir döneme tarihlenmektedir. Ayrıca alanda diğer mimari yapılara ait olabilecek düzenli kesilmiş taşlar ve az sayıda mermer parçalarına da rastlamıştır. Dikdörtgenler prizması şeklinde yapılan, ölü kuyusu olarak adlandırılan kalıntı, ilgi çekicidir.


Kentin tarihini açıklamaya yarayan önemli buluntulardan bir diğeri sikkelerdir. Lamponia M.Ö. 5. yüzyıldan M.Ö. 4. yüzyıla kadar gümüş ve bronz sikkeler basmıştır. Yaklaşık M.Ö. 420-400 yıllarına tarihlenen gümüş sikkeler drahmi, hemidrahmi ve obol değerlerinde basılmıştır. Bu sikkelerin ön yüzünde Dionysos başı, arka yüzünde boğa başı resmedilmiştir; lejant olarak “ΛΑΜ” gözükmektedir. Yaklaşık M.Ö. 400-350 arasına tarihlenen bronz sikkelerin ön yüzünde Dionysos, arka yüzünde boğa başı yada kantharos ve üzümler resmedilmiştir; lejant olarak “ΛΑΜ” yer almaktadır.

Attika-Delos Vergi Listeleri’ne bakarak Lamponia’nın ekonomik durumu hakkında fikir yürütmemiz mümkündür. Kentlerin Atina’ya ödedikleri vergi oranı kentin kendi yerel kaynaklarıyla ilişkiliydi. Komşu kent Antandros sekiz talent (26.186 kg. gümüş) vergi ödemekteydi. Bunun nedeni kuzeyinde gemi yapımında kullanılan ağaçların kesildiği geniş ormanlık arazilerin bulunması ve buna bağlı olarak bir tersaneye sahip olmasıydı. Bir diğer komşu kent Assos ise bir talent vergi vermekteydi. Olasılıkla, bu verginin büyük çoğunluğunu şehrin verdiği liman vergisi oluşturmaktaydı. Assos’un doğusundaki Gargara 4500-4660 drahmi vergi ödemekteydi. Boğazın önemli bir noktasında yer alan Abydos bazen dört bazen altı talent vergi ödemekteydi. Lampsakos ise sınırları içinde altın madenlerinin yer alması nedeniyle değişik zamanlarda 12-15 talent arası vergi ödemiştir. M.Ö. 430-429’da Lampsakos’a katılan Paisos 1000 drahmi vergi ödemekteydi. Vergi oranının belirlenişi ve saydığımız örneklerden yola çıkarak Lamponia’nın, Klasik dönemde, tıpkı Paisos gibi, ekonomik açıdan küçük bir kent olduğunu öne sürebiliriz. Limanının bulunmayışı ve kentin bir tepe üzerinde kurulması muhtemelen ekonomiyi olumsuz yönden etkileyen faktörlerden olmalıdır.

Kentin güneyinde denize kadar uzanan verimli düz araziler sebebiyle Lamponia’nın geçim kaynağının ağırlıklı olarak tarıma dayalı olduğu söylenebilir ve olasılıkla Lamponia’nın bu ekonomik durumu Klasik dönemin sonuna değin aynı şekilde sürmüştür.

Troas Bölgesi’ndeki synoikismos M.Ö. 310’da Antigonos Monophtalmos tarafından Larissa, Hamaksitos, Skepsis, Kebren, Neandria ve Kolonai kentlerinin Antigoneia (Lysimakhos’dan sonra kenti adı Aleksandria Troas olarak değiştirilmiştir) kenti sınırları içine almasıyla gerçekleşir. Synoikismosun politik ve ekonomik boyutlarının varlığı bilinmektedir. Bölgede synoikismosu ile ortaya çıkan düzenli ve gelişmiş büyük ekonomik yapı karşısında Troas Bölgesi’nin synoikismos’a dahil olmayan diğer kentler zayıflama göstermiş olmalıdır. Buradan yola çıkarak Klasik dönemde dahi ekonomik yönden güçsüz olan Lamponia’nın baskı altında kaldığını söyleyebiliriz. Synoikismos’un yarattiği bu baskıdan kurtulmak için Lamponia’nın kendi çevresindeki diğer kent yada kentlerle birleşmiş olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır.

Lamponia M.Ö. 310 civarı muhtemelen ekonomik gücünü artırmak ve synoikismos’un baskısı altında kalmamak için Gargara veya Assos ile birleşmiş olabilir. Miletopolis’ten gelen göçmenlerle Gargara’nın nüfusunun arttırılması da bununla bağlantılı olmalıdır.

Lamponia’ya ait en geç sikkenin M.Ö. 350’ye tarihlenmiş olması bu tarihten sonra Lamponia’nın ortadan kaybolması şeklinde yorumlanabilir. Synoikismos’a dahil olan kentlerin M.Ö. 310’dan sonra sikke basmaya son vermiş olmaları, bu düşünceyi destekler bir örnek olarak gösterilebilir. Lamponia’nın sikke basımınına son vermesi bir kent ile birleşme nedeniylede olmuş olabilir. 

Diğer bir olasılık da M.Ö. 4. yüzyılın ortalarında bölgede cereyan eden kişisel egemenlik mücadeleleri ve bir birliğin bulunmayışına bağlı olarak kentin ortadan kalkmasıdır. Bu tip girişimlerin Troas Bölgesi içindeki yayılımını ortaya koyabilmek için M.Ö. 355-334 yılları arasında bölgenin batısında yer alan Sigeion’da tiranlık yapmış Teokhares oğlu Khares, güneydeki Assos’da M.Ö. 387’den sonra Euboulos ve onun ölümünden sonra M.Ö. 345’e kadar Hermias, kuzeydeki Lampsakos’da M.Ö. 357-355 Atinalı komutan Khares ve M.Ö. 340 civarında Memnon’u örnek olarak verebiliriz. Bu mücadeleler sırasında küçük kentlerin büyük kentlere katılmış olması muhtemeldir. Didymos, “Demosthenes’e Karşı“ adlı yapıtında şöyle demektedir: “Hadım olan Hermias, bu yol üzerine saldırdı ve Euboulos’la birlikte Assos’u, Atarneus’u ve yakındaki alanları ele geçirdi .'

Euboulos öldükten sora, (Hermias) tiranlık yönetimini değiştirerek, daha ılımlı bir yönetime sahip oldu. Daha önceden bahsedilen filozoflar için her şeyi el üstünde tutarak Assos’a geri döndüğünde, Euboulos, bütün Assos civarını yönetiyordu”. Bu satırlar bize, bu tiranlık girişimleri esnasında Lamponia’nın Assos topraklarına dâhil edilmiş olabileceğini de düşündürmektedir.

Küçükkuyu Değerleri Sempozyumu (30 Ağustos 2008)
Tolga ÖZHAN, Hüseyin YAMAN  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü